2 Yaş Sendromu Nedir?

by Montessori Felsefesi

Çocukların büyüme süreçlerinde, bazı dönemler diğerlerine göre daha zor ve yorucu geçer. Bu dönemler için sendrom, atak dönemi, büyüme dönemi gibi farklı isimler kullanılabilir. Ergenlik döneminin bebeklikteki karşılığı olarak 2 yaş sendromu gösterilir. Ebeveynler için oldukça yorucu ve stresli olan dönem, ortalama 18 ay ile başlayıp 36 aya kadar devam eder. Sevgili ebeveynler, unutmayın yalnız değilsiniz…

 

2 Yaş Sendromu Neden Olur?

2 yaş dönemi, çocukların bireyselleşmeye ilk geçiş dönemidir. Öncelikle bunun bir sorun değil, her çocukta doğal olarak gelişen psikolojik dönemin bir parçası olduğunu belirtelim. Anneye bağımlı olarak geçen bebeklik dönemi sonrasında; kaba motor gelişimini geliştiren, yürüyüp koşabilen, konuşmaya başlayabilen çocuk duygusal ve fiziksel olarak anneden uzaklaşmaya ve bağımsızlığını kazanmaya başlar. Bir birey olduğunu fark eder ve etrafındaki dünyaya da bunu göstermek ister. Bu süreç çocukların ben merkezli olduğu bir dönemdir. Bu nedenle de kendi doğruluğunu kanıtlama çabası; itiraz cümlelerine ve istediklerinde diretmelerine sebep olur. Gösterdikleri sinirli davranışlar, hayır demeleri ve tepkileri, öfke nöbetleri bu dönemde normaldir. Anneler tarafında bu durum endişe verici bir durum olarak görülse de, normal gelişim dönemi davranışlarını sergilediği iyi gözlemlenmelidir.

 

2 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Huzursuzluk

Agresiflik ve öfke

Hayır kelimesini kabul etmeme ve tepki verme

Söylenen şeyin eksini yapma

Anlaşılmadığı durumlarda çok hızlı sinirlenme

Aşırı hareketlilik

Ağlama krizleri, fiziksel şiddete başvurma

İstediğini yaptırmada diretme

 

2 Yaş Sendromunda Çocuklara Nasıl Davranmalı?

Çocukların bu gelişim döneminde ebeveynlere büyük bir sabır ve sorumluluk düşüyor. Öncelikle çocuğun ihtiyaçlarını anlamaya yönelik iletişim kurmak, hassas ve yumuşak yaklaşmak, çözüm sürecinde net sınırlar çizmek çok önemlidir. Ebeveynler için endişe verici ve nasıl davranılacağına karar vermenin zor olduğu bu dönemde sakin kalmaya özen göstermek gerekir. Çocuğa sakince yaklaşmak, onun tepkisel davranmasına karşılık mantıklı yaklaşmak çocuğun duygusal gelişimine pozitif etki sağlar.

Bu dönemi otorite savaşına çevirmemek çok kritiktir. Ebeveynler çocuklar istediklerinde direttikçe, karşılık olarak otoritenin kim olduğunu göstermeye çalışmaması gerekir. Dönem, çocukları anlama ve anladığını gösterme dönemidir. Çocukların otorite kavramını bu yaşta öğrenmesi ya da anlaması beklenemez. Burada ebeveynlerin gösterecekleri tutum tutarlılık olmalıdır. Ebeveyn bir konu için hayır demişse, ağlama krizinden sonra evet olarak değiştirmemeli, ebeveynler farklı fikirlerde görünmemelidir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde çocuğa şu mesaj verilir: “Ben sana hayır dedim, ama ağlarsan ve huzursuzluk çıkartırsan evet diyebilirim” Ve çocuk bu hakkı elde etmiş olur.

Çocukla iletişim kurmak, sürecin en önemli noktasıdır. İletişim kurarken net ve basit cümleler kullanılmalı, çocuk yargılanmaktan kaçınılmalıdır. Göz hizası kuralına dikkat edilmeli, konuşurken çocuğa üstten değil, aynı seviyeden seslenilmelidir. Her bir hareketi için tek tek uyarıda bulunmayın, bu duygusal ve kişilik gelişimini negatif etkiler. Kaliteli iletişim, çocukla kurulan gerçek bir bağın önemli bir parçasıdır.

Çocukla kaliteli zaman geçirmek, hem duygusal hem fiziksel açıdan çocuğa pozitif yansıyacaktır. Oyunlar üzerinden çocuğa model olabilir, vermek istediğiniz mesajları verebilirsiniz. Sorumluluklar vererek, kişilik gelişimini destekleyebilirsiniz. Sorumluluklarını yaptıkça benlik gelişimi desteklenecek, inat ya da sinir yapmadan kendini ifade etmenin yollarını bulacaktır. Verdiğiniz sorumluluklar, fiziksel ve zihinsel olarak yapabileceği zorlukta olmalıdır. Aksi durum başarısızlık hissi ile daha fazla agresif davranışlara sebep olabilir.

Fiziksel aktivite ve oyunlara ağırlık verebilir, çocuğun yüksek enerjisini atmasını sağlayabilirsiniz. Evde parkur kurmak, bahçede top ve koşma temelli oyunlar oynamak, çocuğun hem enerjisini atmasını hem de iyi vakit geçirmesini sağlar.

Ve her şeyin başında çocuğunuzun da sizin gibi bir birey olduğunu kabul etmelisiniz. Kendi seçimlerini yapabilmeli, kendi karalarını alabilmeli ve sorumluluklarını yerine getirebilmelidir. Sınırlar dahilinde özgürlük verdiğiniz takdirde, çocukların birey olarak zihinsel gelişimlerini destekleyebilirsiniz.

 

Benzer İçerikler

Leave a Comment