Çocukların bağımsızlığını desteklemek, Montessori eğitimindeki en önemli amaçlardan biridir. Bu eğitim doğumdan itibaren başlar ve bebeklik dönemi bağımsızlığın geliştiği çok önemli bir süreçtir.
Bir yetişkinin 6 aylık bir bebeğe yemek yemeyi öğretmesindense, kendi beslemesi çok daha kolay ve temizdir. Peki neden Montessori felsefesi, iki yaşından küçük çocuklar için kendi başlarına yapmalarını vurgular?
Montessori teorisine göre, çocuğun bağımsızlık eğitimi doğdukları andan itibaren başlar ve çocuklar işleyen, güçlenen bireyler olmayı öğrendikçe ilerler. Genellikle kendilerine bakmak üzere merkezlenen pratik yaşam etkinlikleri aracılığıyla başlar.
Yemek zamanı, bebeklerin kendi kendilerine yapabilmelerinde gerekli olan ince motor becerilerini, koordinasyonunu ve duyusal becerilerini geliştirmek için önemli fırsatlar sağlar. Bu küçük bir adım gibi görünse de, bebek için çok büyük bir başarıdır.
Alıştırma Bardağına Geçiş
Yeme içme bağımsızlığı eğitiminde ilk adımlardan biri, biberondan ya da emzirmeden alıştırma bardağına geçiştir. Bu, bebekler için genellikle büyük bir adımdır, çünkü hala nesneleri tutmak ve taşımak için gerekli olan ince motor becerilerini geliştirme sürecindedirler.
Çoğu gelişim aşamalarında olduğu gibi, biberon veya memeden alıştırma bardağına geçiş yapmak için “mükemmel” bir yaş yoktur. Ancak, çocuğunuzun bu yeni beceriyi geliştirmek için hassas bir dönemde olabileceğine dair birkaç işaret vardır.
Çocuğunuz, kendi biberonunu tutma, etrafındaki nesnelere uzanma davranışları gösterdiğinde onları alıştırma bardağıyla tanıştırabilirsiniz.
Alıştırma bardakları, çocukları nesneleri kavramak, sıkıca tutmak ve elleri ile ağızları arasındaki koordinasyonu öğrenmek için iyi bir geçiş aparatıdır. Aynı zamanda çocukların içerken güven geliştirmelerine izin verir.
Açık Bardak Kullanımı
Çocuğunuz alıştırma bardağında ustalaştıktan sonra, açık bardağa geçiş yapabilirsiniz. Aslında, birçok ebeveyn doğrudan biberon ya da emzirmeden, açık bir bardak kullanmak için ara alıştırma bardağı adımını atlamayı seçer.
Alıştırma bardağını atlamak, çocuğu gerçek yaşam deneyimleriyle öğrenmeye teşvik ettiği için Montessori yaklaşımına daha uygundur. Açık bir kaba geçerken, küçük bir fincanı yarım şekilde doldurarak başlayabilirsiniz. Ancak ebeveyn için de süreç düşünüldüğünde alıştırma bardağı adımı kolaylık sağlayabilir.
Açık bir bardak kullanmak, çocukların dökme deneyimi edinmesini sağlar. El-göz koordinasyonunu geliştirerek ağzına götürmede ustalaşırlar. İlk etapta çok miktarda dökülecek, ama zamanla çocuğunuz bağımsız olarak içmeyi öğrenecektir.
Kendi Başına Beslenmeye Geçiş
Katı yiyeceklerle tanışmak, yeni bir duyusal deneyim olduğu için bebeklerde heyecan verici bir adımdır. Aynı zamanda bağımsızlık becerilerini geliştirmek için de büyük fırsatlar barındırır.
Çocuğunuz kendilerini nasıl besleyeceğini öğrenmek için hassas dönemde olduğunda, bir dizi işaret göreceksiniz. Bunlar genellikle yemek yerken sizi taklit etmeyi, mutfak eşyalarınızı tutmaya çalışmayı veya tabağınızdan yemek yemek için uzanmayı içerir.
Çocuğunuza küçük bir kaşık, küçük bir kase ve meyve ya da sebze püresi ile kendi kendine beslenme derslerine başlayabilirsiniz. Ayrıca buharda pişmiş sebzeler ile elleriyle yemelerine izin vererek başlamak da bir alternatiftir.
Kendini besleyen çocuklar, duydukları, dokundukları ve yiyeceklerini kokladıkları için duyusal becerilerini geliştirirler. Duyusal keşif yoluyla, çocuklar pişmiş ve taze yiyecekler arasındaki sıcaklık farkını öğrenir ve bazı yemeklerin kaşık ve çatalla daha iyi yendiğini anlar, bir kısmını elle yemeyi tercih eder.
Beslenme zamanları, kendileri için bir şeyler yapmayı öğrenirken çocuğunuzda güven oluşturmak için mükemmel bir fırsattır.
Blog’a her gün eklenen yeni yazılar ve Montessori etkinlikleri için Abone bölümünden abone olmayı unutmayın. Yeni yazıları mailinizden takip edin…