Montessori duyarlılık evreleri, doğum itibariyle başlayan çocuk gelişiminde kritik öğrenme evrelerini tanımlar.
Bu evrelerin detaylarına girmeden önce açıklayıcı bir örnek olarak Hollandalı bitkibilimci ve biyoloji uzmanı Hugo de Vries keşfini inceleyebiliriz;
De Vries sadece dalların en ucundaki tomurcuklarla beslenmesi gereken kurtçuklar ile ilgili araştırma yapmıştır. Kelebekler kozaları ağacın en korunaklı olan iç bölgelerine yerleştirir. Kozadan çıkan kurtçuklar ışık etkisiyle dalların en ucuna kadar hareket eder ve tomurcuklarla beslenir. Kurtçuklar ışığa çok hassastır ve güneş ışınlarının en güçlü olduğu dalların ucuna kadar hareket ederler. Ancak beslenmeleri farklı bir evreye geçtiğinde kurtçukların ışığa olan hassasiyetleri de azalır ve ışık duyarlılıklarını kaybederler. Dolayısıyla görevini yerine getiren bu içgüdü yitirilmiş olur. Bu duyarlı evreler benzer şekilde çocuk gelişiminde de yer almakta, çocukların belirli konulara belirli evrelerde gösterdikleri duyarlılık, daha sonra kaybolmakta ve geri gelmemektedir.
Duyarlılık evresi çocukta öğrenmeye yönelik güçlü bir içgüdüdür. Geçicidir ve belirli bir yeteneğin elde edilmesi ile sınırlandırılmıştır. Bu yetenek elde edilse de edilmese de evre bittiği durumda duyarlılık da kaybolmaktadır. Her duyarlı aşama, çocukları konuları ve çevrelerindeki ilişkileri araştırmaya motive eden içgüdünün özel bir çeşididir.
Montessori’ye göre, duyarlılık dönemindeki çocuklar bilgileri doğrudan zihinleriyle değil duyuları aracılığıyla kazanmaktadırlar. Bu nedenle bu dönemdeki çocuğa doğrudan anlatım yoluyla değil de materyaller aracılığıyla bilgiler verilmelidir.
Maria Montessori doğumdan 6 yaşına kadar 11 farklı duyarlılık evresi tanımlar;
Hareket (0-1 yaş)
Çocuklar sınırlı hareket kontrolü ile doğarlar, ancak hem kaba hem de ince motor kontrolünü hızla kazanırlar. Vücutlarını kullanmayı öğrendiklerinde, bilişsel yeteneklerini de geliştiriyorlar. 0-1 yaş arasında kavrama, dokunma, dönme, dengeli olma, yürüme ve emekleme ile hareket ediniminin en yüksek olduğu aralıktır.
Dil (0-6 yaş)
Doğuştan gelen bu hassas dönem, altı yaşından küçük çocuklar için dil edinimini kolaylaştırır. Bu süreçte çocuklarda ilk olarak tekdüze ses kullanımı görülür, kendi seslerini keşfederler. Ortamdaki konuşmalardan ve iletişimden emici zihin özelliği ile bu evrede kelimeler ve sonrasında da kelime grupları ile cümle kurmaya başlarlar. Bu evredeki en önemli nokta çocuklarla temiz ve net bir dil ile iletişim kurmaktır.
Küçük Nesneler (1-4 yaş)
Bu dönemdeki çocuklar küçük nesneler için yoğun bir duyarlılık dönemi yaşarlar. Bu ilgi ince motor kontrolünün ve kıskaç kavramanın gelişmesini sağlar. Yazmanın ve diğer önemli becerilerin temelleri bu duyarlılık dönemi ile gelişir. Maria Montessori ellerin zekanın aletleri olduğunu belirtir, ince motor gelişimi bu nedenle zeka gelişiminde önemli yer tutar.
Düzen (2-4 yaş)
Çocuklar düzene doğuştan ihtiyaç duyarlar. Bu onlar için derin bir psikolojik ihtiyaçtır. Birçok ebeveyn bu ihtiyacın farkında değildir. Ancak araştırmalar çocuğun içsel düzen isteğinin aktif olduğunu tekrar tekrar kanıtlamıştır. Ayrıca, çocuklardaki asi tutumların bir kısmı da aslında çocuğun düzensizliğe olan tepkisidir, çocuklar bu dönemde oluşturan rutinlere tutarlı bir istek duyarlar.
Müzik (2-6 yaş)
Bu dönemde çocuklar ritim, melodi ve daha fazlasını öğrenmek için hassasiyet gösterirler. Müzik beyni geliştirir, akademik, sosyal ve duygusal büyümeyi sağlar.
Zarafet ve Kibarlık (2-6 yaş)
Çocuklar için nezaket, zarafet ve kibarlık konularında yetişkinler model alınır. Çocuklar bu dönemde ebeveynlerinin ve diğer yetişkinlerin davranışlarına çok hassastır.
Duyuların İncelik Kazanması (2-6 yaş)
Çocuklar, sadece bir dersi izleyerek veya dinleyerek değil, uygulamalı, fiziksel hislerle daha kolay ve etkili bir şekilde öğrenirler. Bu, Montessori’nin “duyu için özel bir dönem” olarak adlandırdığı hassas dönemden kaynaklanmaktadır. Hissetme, koku alma, tat duyuları bu dönemde en hızlı gelişimine ulaşır.
Yazı Yazma (3-4 yaş)
Maria Montessori yazmanın okumadan önce geldiğini keşfetmiştir. Erken okuryazarlık gelişimi çocuğun zihninin hazırlanmasıyla ilgilidir. Küçük çocuklar doğru zamanda doğru bilgiye açıktır. Çocuklara dersler, materyaller ve etkinlikler hazırlandığında, yazmayı ve sonrasında okumayı öğrenmek doğal, sürekli bir ilerlemedir.
Okuma (3-5 yaş)
Yazmadan yola çıkarak çocuklar okumayı öğrenebilir. Çocuklara yüksek sesle okumak, onların kendi okuma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Uzamsal İlişkiler (4-6 yaş)
Çocukların yaşadıkları dünyayı algıladıkları evredir. Odalarından başlayan ve evrene kadar uzanan bilgiyi bu evrede kavrarlar. Alan ilişkileri, mahalle, çevre ve yol bulma yetileri gelişir.
Matematik (4-6 yaş)
Maria Montessori, çocukların doğuştan gelen bir matematiksel zihne sahip olduğuna ve hazırlanmış bir ortamın matematiksel düşünmeyi doğal olarak uyardığına inanıyordu. Bu evrede matematiğin tanıtılması, çocuğun aritmetik ile anlamlı çağrışımlar oluşturmasına yardım eder. Matematik soyut ve farklı bir dil olduğu için çocuğun zihinsel gelişimi ve aritmetik zekasında önemli yeri bulunur.
Maria Montessori, yıllarca süren çalışma ve gözlemiyle “duyarlılık evreleri” olarak adlandırdığı şeyi keşfetti. Duyarlılık evreleri, çocuğun belirli kavramları kendi hayatlarında olduğundan daha kolay ve doğal olarak öğrenebileceği gelişimsel fırsat pencereleridir. Hassas bir sürenin ortasında bulunan bir çocuk, belirli etkinliklere veya derslere yönelik özellikle güçlü bir ilgi veya eğilim gösterecektir.
Bu, Montessori yönteminin “çocuklara yönelik” öğrenmeye dayanmasının büyük bir nedenidir. Çocukların ilgi alanlarına ve içgüdülerine uymalarını sağlamak, bu duyarlılık dönemlerinin gücünü en üst düzeye çıkarmaktadır. Tersine, hassas dönemlerin fırsatı kaçırılırsa, bir daha asla yeniden elde edilemez. Neyse ki, Maria Montessori’nin derin araştırmaları sayesinde belirli hassas dönemlerin ne zaman olacağını biliyoruz. Ne bekleyeceğimizi ve ne zaman olacağını bilmek, bize (ebeveynler, öğretmenler, büyükanne ve büyükbabalar ve bakıcılar) çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli ortamı öngörmemizi ve sunmamızı sağlar.