Bebeklikten itibaren çocuğun öğrenmesindeki karmaşık süreçler, yetişkinin zihninde oluşan yolu takip etmezler. Küçük çocukta bilinçsiz bir zihinsel aşama vardır, bu emici zihin olarak adlandırılır. Emici zihin ilkesi, çocuğun zihinsel potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlar.
Emici zihin, erken çocukluk eğitiminde en önemli fikirlerden biridir. Maria Montessori, bu temel kavramı dünyaya ilk çocuk gözlemlerinden yüz yıldan daha uzun bir süre önce sundu. Bu özellik, kendi kültüründen bir birey oluşturmak için gerekli olanı çevreden emmek için süngerimsi bir kapasitedir. Yetişkin olarak sahip olduğumuz akıl yürütmeye bir geçiş olduğunda, çocuğun aklının yaklaşık altı yaşına kadar olan kalitesidir.
Çocukta yetişkinlerden farklı bir zeka rol oynar ve bilinçaltında farklı bir işleyiş vardır. Maria Montessori bunu dil kazanımı örneği ile açıklar. Çocuklar bir dili öğrenirken, yetişkinlerin bilinçli şekilde zihinsel çabalarıyla öğrendiği gibi öğrenmezler. Bilinçsiz etkinlik aşamasında dil kalıcı olarak zihne kazınır ve bir karakteristik olur. Bir kişinin ana diline eklemek isteyeceği hiçbir dil ise bir karakteristik olmaz.
Her küçük çocuk anadilini konuşmayı öğrenir. Ve kimse ona kelimeleri ve gramer bilgisini öğretmez. Her ülkede hemen hemen her gün her an gerçekleşen bir durumdur. Bu şekilde düşünüldüğünde oldukça şaşırtıcı. Hayatınızda bir yabancı dil öğrenmeye çalıştıysanız, bunun kolay olmadığını biliyorsunuzdur. Oysa her küçük çocuk zahmetsizce yapar. Bunun temel sebebi emici zihindir.
Çocuk dili duyduğu bir ortamda ise, konuşur. Çocuk kelimeleri ve anlamlarını bağlam ve kelimelerin arkasındaki duygularla birlikte emdiğinde, iletişim kurma yeteneğini inşa etmeye başlar.
Emici zihin, bilinçli ve yoğun bir çaba gerektirmeden, ortamın tüm yönlerini emme yeteneğini açıklar. Bu yetenek, eşsizdir ancak geçicidir, bilinçli bir çabayla kurulmaz, “duyarlı dönem” olarak adlandırılan iç duyarlılıkların rehberliğine göre kurulur ve bu duyarlılıklar sadece belirli zaman için sürer.
Çocuk emici zihni kendini inşa ederken kullanır. 0-3 yaş arasında bilinçsiz olarak yaptığı bu aktivite 3-6 yaş arasında bilinçli olarak devam eder. 0-6 yaş öğrenme kapasitesi yönüyle çok büyük bir öneme sahiptir. Çocuk bu dönemde etrafındaki tüm bilgiyi emer ve karakterini oluşturur, iyi bir ortamda iyi şeyler emer, kötü bir ortamda kötü alışkanlıklar kurar. Bu nedenle bu dönemdeki çocuğun maruz kaldığı şeylere özen gösterilmeli, dikkat edilmelidir.
Blog’a her gün eklenen yeni yazılar ve Montessori etkinlikleri için sağ tarafta bulunan Abone bölümünden abone olmayı unutmayın. Yeni yazıları mailinizden takip edin…