Montessori çevrenin özgürlükle ilişkisini ise şöyle açıklıyor: “… çocuklara onların enerjisi ve fiziksel yetenekleri için, boyutlarına uygun bir çevre hazırlasalardı, çocuk özgür olabilecek ve eğitimsel problemlerin çözümüne doğru büyük bir adım atılmış olacaktı”.
İlk adımlar, çocuk gelişiminin en önemli dönüm noktalarından biridir. Stabil konumdan dinamik yapıya geçişin sürecidir. Montessori felsefesine göre çocuk hareket ettikçe beden üzerinde hakimiyet kurmaya ve onu yönetmeye çalışır. Hakimiyet bu alanda karşılıklıdır, beden zihne, zihin bedene hakim olmayı öğrenir. Çocukların hedefi hareket ederek bağımsız ve kendi kendilerine yetebilir olmaktır. Montessori felsefesine göre çocuğun hareketi “iş” olarak adlandırılır.
Çocukların edinecekleri bilgi ilk etapta deneyimle, yani bulundukları mekanı deneyimlemeleri ile sağlanır. Beyin bu şekilde gelişir ve öğrenme gerçekleşir.
“Rehberin, her şeyden önce, ilk sıradaki görevi, çocuklar için oluşturulan ortama özen göstermesidir. Etkisi dolaylıdır fakat en güzel şekilde oluşturulmadığı, özen gösterilmediği takdirde, fiziksel, zihinsel, ruhsal yada herhangi başka konuda herhangi bir verimlilik ve sürekli bir sonuç elde edilemez.” – Maria Montessori
Montessori yönteminde hazırlanmış mekanda her şey çocuk boyutlarına uygundur. Böylece çocuk mekan içerisinde özgürce hareket eder ve bir yetişkine ihtiyaç duymadan kullanabilir. Yetişkine bağımlı olmamak, çocuğun kendine yeterli olduğunu hissetmesini sağlamaya yardımcı olur. Çocuk kendi başına bir bireydir.
Görsel kaynak: https://i.pinimg.com/originals/93/f2/c5/93f2c57e0cb44e52ded148e7cafbeb47.jpg
Blog’a her gün eklenen yeni yazılar ve Montessori etkinlikleri için sağ tarafta bulunan Abone bölümünden abone olmayı unutmayın. Yeni yazıları mailinizden takip edin…
